Baskı Hessen’deki çok sayıda öğrenciyi hasta ediyor

|   Hessen

Yaklaşık olarak her dördüncü öğrenci ruhsal olarak rahatsız

Bu sayı düşündürücü: Hessen'deki neredeyse her dördüncü öğrencinin psikolojik bir bozukluğu var. Bu rahatsızlıklar ciddi konuşma ve dil bozuklukları ve depresyona kadar uzanıyor.

Yüksek başarı baskısı, aşırı dijital yükleme, taciz (Mobbing) veya başarısızlık korkusu: öğrencileri hasta ediyor.
DAK araştırma sonuçlarına göre, bu konuşma ve dil bozuklukları ve hatta şiddetli depresyonlara kadar uzanıyor. Özellikle 10 ile 17 yaş arasındaki genç öğrenciler arasında depresyon yaygınlaşıyor.

Hessen’de 11.000 öğrenciye depresyon teşhisi konuldu. Bu da bir yıl öncesine göre yüzde 10 artış anlamına geliyor. Bu durumdan özellikle diyabet veya romatizma gibi kronik hastalıkları olan okul çocukları daha fazla etkileniyor.

Sağlık sigortası DAK, 17 yaşına kadar olan 90.000 öğrenciye ait verilerin Bielefeld Üniversitesi tarafından değerlendirilmesini istedi. Araştırmada şu sorulara cevap arandı: çocukların ruhsal sağlığı ne durumda, şehir ve şehir dışında yaşayan öğrenciler arasında farklılık var mı, küçük çocuklardan kaç tanesi antidepresan alıyor ve bir kliniğe gitmesi gerekiyor mu?

Anne babaların yüksek not beklentisi veya gerçekçi olmayan başarı beklentisi, başka çocuklarla kıyaslama ve başarılarını küçümseme gibi olumsuzluklar çocukların ruhsal dengesini bozuyor.

Çocuklarda stres, kaygı ve endişe belirtileri, terleme, mide ağrısı gibi fiziksel bazı rahatsızlıklar görülüyor.

Aşırı baskı, ruh sağlığında bozulma, öğrenme isteksizliği ve okul başarısının azalmasına neden oluyor.

Okulda yüksek not aldığı halde mutlu olmayanlar da var. Sürekli olarak daha da başarılı olması beklenen bir çocuğun mutlu olması zor.

Önce haz almayı öğretmek, bunu yaparken de küçük başarılar da bile onları kutlamak, sevindirmek yani teşvik etmek gerekiyor.

Ebeveynlerin başarı baskısı çocukların yalnızca başarılarını etkilemiyor, çocukların duygusal sosyal yönlerini de etkiliyor.

Başarı kaygısı ne kadar erken yaşlara çekildi. Çocuklarımızın başarılı olup, iyi okullarda okuması, iyi notlar alması, yeni iyi okullar kazanarak iyi işlere kabul edilmeleri ile o kadar meşgulüz ki, çocuğumuzun yetenek ve becerileri hangi yöndedir, hiç bakmıyoruz. Çoklu zekanın ne olduğunu ismen bilsek bile başarılı olması baskısını o kadar kuvvetle hissediyoruz ki, doğrudan çocuğumuza aktarıyoruz bu baskıyı ve sıklıkla başarı kaygıları geliştirmelerine sebep oluyoruz.

Dersler aldırıyoruz, kurslara götürüyoruz, kendimiz çalıştırıyoruz. Peki çocuklarımız? Mutlular mı? Bizim kadar mutlu oluyorlar mı yüksek notlar aldıklarında? Ya düşük notlar aldıklarında, hele de başarısız olduklarında? Ceza vermiyor görünsek de yüz ifademizdeki ve sesimizdeki dalgalanmalar çocukların kendilerini berbat hissetmelerine neden oluyor. Ya yeterince “başarılı” notlar almamaları tembelliklerinden değilse? O zaman ne olacak?

Ebeveynler gerçekten çocukları için mi endişeliler, yoksa çocuklarının başarısı ile kendi statülerine artı puan ekleyemeyecekleri, onlarla etrafta övünüp kendilerine paye çıkartamayacakları için mi? Bu da üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur. Milliyet/Çocuklu Dünya/RK)

 

Geri

 

Card image cap
înfo Magazin
Daha fazlasi için

YouTube
Card image cap
Türk Sanat Müziği
Daha fazlasi için
Card image cap
Mesleğe Adım Adım
Daha fazlasi için
Card image cap
İstekler Programı
Daha fazlasi için
Card image cap
SALI SALI Hakan
Daha fazlasi için