Bu bildiride, savaşın daha fazla silahla değil, diyalogla ve karşılıklı güvenle önlenebileceği vurgulandı. Bildiriyi yazanlar, Almanya’yı ilk hedef haline getireceği korkusuyla Almanya’ya yeni Amerikan füzeleri yerleştirilmesine de karşı çıktı.
Alman medyasında ve birçok siyasetçiden gelen tepki öfke dolu ve nefret içerikliydi. Ancak asıl yanıt Perşembe günü Kiev’den geldi: Sosyal Demokrat Savunma Bakanı Pistorius, bu çağrılara kulak vermek yerine Almanya ile Ukrayna’nın uzun menzilli silahların ortak üretimine başlayacağını duyurdu. Savunma Bakanı, Almanya’nın Ukrayna’ya 1,9 milyar euro daha askeri destek sağlayacağını açıkladı. Bu yardımların çoğu, savaş teknolojisi için kullanılacak.
Barış isteyenler, bu kararları kaygıyla izliyor. Çünkü daha çok silah, daha çok tehdit, daha çok ölüm, daha çok yıkım ve daha büyük bir savaş riski demek. Ancak hükümet bu tepkileri “gerçeklikten kopuk” olmakla eleştiriyor. Oysa bu insanlar gerçeklikten değil, korkudan konuşuyor. Ve içten bir dilekleri var: Savaşın sona ermesi, sevdiklerinin güvende olması, çocukların barış içinde büyümesi.
Dünyanın bu karanlık döneminde, hâlâ barışı savunma cesaretini gösterenlerin sesi belki zayıf ama çok kıymetli. Onlar, silahların değil insanların kazandığı bir geleceğe inanıyorlar.