Bakteriler esas itibariyle insan organizması için zararlı değillerdir. Hatta birçoğu organizmamızın bir parçasıdırlar ve örneğin sindirim sistemimizde veya derimizin korunmasında bize yardımcı olmaktadırlar. Bu küçük yaratıklar bir iltihaplanmaya yol açtıklarında, buna karşı antibiyotik kullanılır. Bakteriler genellikle tek hücreli canlılardır, metabolizmaları vardır ve kendi kendine üreyebilirler. Vücudumuzun hücreleri bu gelişmeden etkilenmezler.
Buna karşın virüsler bilimsel anlamda yaşayan varlık sayılmamaktadırlar - her ne kadar bu tanım tartışılır olsa da. Bakterilere nazaran virüslerin metabolizması yoktur ve kendi kendilerine üreyemezler. Daha çok bir insan vücudunun hücrelerinden birine sızarak, hücrenin kontrolünü ele geçirirler. İnsan hücrelerine saldırmadıkları için antibiyotikler virüslere karşı etkisizdirler.
Grip veya üşütme gibi hastalıklar, mukozaya bulaşmış olan virüslerce başlatılır. Esas itibariyle bu durumda antibiyotikler yardımcı olamazlar. Ancak doktor virüsle birlikte bakterilerin de bulunduğunu fark ederse, bakterilerin zayıflamış bölgelerde çoğalmaması için antibiyotik verebilir.
Ancak bakteri tespit edilmemesi durumunda virüs hastalıklarına karşı antibiyotik kullanılmamalıdır. Nedeni: antibiyotikler vücudu ayrıca etkileyecek bir dizi yan etkilere neden olabilirler. Ayrıca hastanın sürekli antibiyotik alması durumunda bakteriler antibiyotiğe karşı bağışıklık kazanırlar ve antibiyotiğin etkisi kalmaz. Duruma göre de iltihaplı hastalıklarda antibiyotik işe yaramamaya başlar. Kaynak: www.t-online.de