neues deutschland'ın haberine göre bugün bakım ihtiyacı olan kişiler, özellikle huzurevlerinde aylık ortalama 3100 Euro gibi yüksek katkı payları ödemek zorunda kalıyor. Ancak BDA’ya göre, mevcut sosyal destekler "fazla cömert" ve artık sınırlanmalı.
BDA’nın önerdiği başlıca değişiklikler:
- İlk yıl için ‘bekleme süresi’: Bakım ihtiyacının ilk 12 ayında sigorta hiçbir ödeme yapmasın. Bu dönemde bireyler ya kendi cebinden ödesin, özel sigorta yaptırsın ya da sosyal yardım alsın.
- Ailelere verilen rahatlatma ödeneği kaldırılsın: Evde bakım yapanlar için sağlanan aylık 131 Euro’luk destek tamamen iptal edilsin.
- Huzurevi desteği kısıtlı hale getirilsin: Sigortadan alınan katkılar yalnızca üçüncü yıldan sonra verilsin. İlk iki yıl boyunca insanlar daha fazla ödeme yapsın.
- “Sürdürülebilirlik faktörü” getirilsin: Bakım ihtiyacı olanların sayısı, prim ödeyenleri geçerse, otomatik olarak kesintiye gidilsin.
Varlığını sat, önce kendi kaynağını kullan
BDA ayrıca bakıma ihtiyacı olan insanların önce gelir ve mal varlıklarını kullanmasını istiyor. Gerekirse ev satışı ya da ipotek öneriliyor. Evde kalan eşe ise yalnızca sosyal yardım seviyesinin biraz üzerindeki bir gelir kalacak.
Eleştiriler: “Sosyal Devlete Aykırı”
Uzmanlar bu önerilere tepki gösteriyor. Sağlık ekonomisti Prof. Heinz Rothgang, BDA'nın planlarını bakım sigortasına yönelik doğrudan bir saldırı olarak değerlendiriyor.
Zaten bugün bile huzurevi sakinlerinin üçte biri sosyal yardım alıyor. Rothgang’a göre bu sayı daha da artacak. Ayrıca bu yaklaşım, yaşlılıkta yoksulluğu önlemeyi amaçlayan sosyal devlet ilkesine ters düşüyor.
Siyasi durum
Hristiyan Demokratlar ve SPD’den oluşan mevcut koalisyon da bazı önerilere sıcak bakıyor. Özellikle bekleme süresi gibi fikirler şu anda federal ve eyaletler arası bir çalışma grubu tarafından inceleniyor.
Sonuç: Daha fazla katkı, daha az güvence
İşverenler, bakım ihtiyacında olan bireylerin daha fazla ödeme yapmasını ve devletin katkısının ciddi şekilde azaltılmasını istiyor. Uzmanlarsa, bu yükün sosyal yardıma muhtaç milyonlarca insanı kapsayacağını ve mevcut sistemin daha da zayıflatılacağını söylüyor.