Bertelsmann Vakfı'nın araştırmasına göre Avrupalıların üçte ikisi geçmişin bugünden daha iyi olduğu görüşünde. Geçmişe özlem duyan (Nostaljik) duygular besleyenlerin genellikle muhafazakâr ve göç karşıtı oldukları belirlendi.
Hafta başında sonuçları açıklanan anket Avrupalıların yüzde 67'sinin, Almanların ise yüzde 61’inin "eskiden her şeyin daha iyi olduğu" görüşünü taşıdığını gösterdi. Araştırma aynı zamanda nostaljik düşünenlerin çoğunlukla muhafazakar yaşam anlayışına sahip olduklarını da ortaya çıkardı.
İtalya dününü arıyor
Nostalji özlemiyle yaşayan ülkelerin başında İtalya geliyor. "Eski" dünyayı arayanların oranı İtalya'da yüzde 77'yi buluyor. Geçmişe hasret duyan Polonyalıların oranı ise yüzde 59 dolayında. Nostaljiye yatkın Almanların yarısı muhafazakâr siyasi görüşe sahip.
"Geçmiş bugünümüzden iyi idi" diyenlerin çoğunluğu göç olgusunu kuşkuyla karşılıyor. Geçmişi sevenlerin yüzde 53'ü göçmenlerin yerli halkın işini elinden aldığını düşünüyor. Göçmenlerin toplumla kaynaşmaya niyetli olmadığına inananların oranı ise yüzde 78'i buluyor.
"Muhafazakâr" kavramı, "korumak" anlamına gelen Latince "conservare" kelimesinden geliyor. Birisini muhafazakâr olarak adlandırmak, o kişinin eski geleneklere, değerlere ve inançlara yapışıp kaldığını ve yeniliklere şüpheyle bakan birisi olduğunu kastetmiş olursunuz. Muhafazakâr insanlar genellikle modern toplumda tehlikede olan korunmaları gereken ilkelerin ve değerlerin olduğu kanaatindedirler.
Örneğin bazı muhafazakârlar ve gruplar, kadınlara daha az hak verilmesini, kadının yerinin ev ve çocuklara bakmak için ev olduğunu, ailenin geçimini sağlamanın erkeğin görevi olduğunu savunur. Bunların yanında yer aldığı partiler dini değerler tarafından karakterize edilir ve göçe karşı çıkarak (ırkın bozulması anlamında) “dünyaya kapalı” olmanın önemli olduğunu savunur. Ölüm cezasının gerekli olduğunu, eş cinselliğin cezalandırılması gerektiğini, sadece erkek ve kadının beraber olabileceğini, bunun “Allah tarafından istendiğini” iddia eder.