Kadın ve erkek arasındaki uçurumu altı temel alandaki kazanımlara göre değerlendiren endekste, üye ülkelere 1 ila 100 arasında puan verildi.
Ülkelerin puanları iş, para, bilgi, zaman, güç ve sağlık alanlarına ek olarak kesişen eşitsizlikler ve kadınlara yönelik şiddet parametreleri dikkate alınarak hesaplandı.
Avrupa Cinsiyet Eşitliği Enstitüsü (EIGE), Avrupa Birliği'nin cinsiyet eşitliği sağlamada "kaplumbağa hızı ile" hareket ettiğini açıkladı. Endekste AB'nin ortalama puanı 100 üzerinden 67.4 olarak hesaplandı ve AB'nin cinsiyet eşitliği için katedecek uzun bir yolu olduğu vurgulandı.
Cinsiyet eşitliğine en yakın alanlar 88.1 puan ile sağlık ve 80.4 puan ile para yani kadın-erkek ücret eşitliği oldu. Karar verme mekanizmalarında bulunma ise 51.9 puan alabildi.
Cinsiyet eşitliğinde en büyük ilerlemenin yaşandığı ülkeler sırasıyla 13.8 ve 10.4 puanla İtalya ve Kıbrıs olurken Litvanya'da sıfır ilerleme, bazı alanlarda ise gerileme yaşandı.
"Marx’ın içgörüsü bugün belki de hiç olmadığı kadar geçerli: Marx’a göre özgürlük meselesi öncelikle siyasal alana yerleştirilmemelidir ( “bağımsız” -aslında pek de bağımsız olmayan- Batılı kurumlar bir ülke hakkında yargı belirtmek istediklerinde, “Ülkede serbest seçimler var mı? Yargı bağımsız mı? Basın gizli baskılara maruz kalıyor mu? İnsan haklarına saygı duyuluyor mu?” vb. sorular sorurlar.). Fiili özgürlüğün anahtarı, piyasadan aileye kadar uzan “siyasetdışı” toplumsal ilişkiler ağında yer alıyor; buna göre, fiili bir gelişim istiyorsak gerekli olan değişim siyasi reform değil, “siyasetdışı” toplumsal üretim ilişkilerinde bir değişikliktir."