Suriye ve Türkiye'de yaşanan deprem felaketinin ardından binlerce kişi hala kayıp. Evlerin çökmüş olması nedeniyle çok sayıda insan evsiz kaldı.
Şehir merkezine yaklaştıkça ambulans sirenleri daha sık çalıyor, kamyonlar ve cenaze arabaları birbirinin yanından geçiyor ve hava gitgide daha tozlu hale geliyor. Kentin büyük caddelerinden Cumhuriyet Caddesi büyük ölçüde temizlenirken sağda ve solda moloz dağları birikiyor.
İnsanlar sevdiklerini arıyor
Kepçenin kazdığı büyük bir moloz yığınının yanında, yaşlı bir kadın arama ekibini işaret ediyor. "Daha dikkatli olabilir misin?" Buradaki insanların çoğu, sevdiklerini tekrar canlı görme umudunu yitirdi. Ancak, ağır kazı makineleri en azından cesetleri ezmemeli.
Yolun kenarında oturan konuşmaya takati kalmamış bir adam, „karımın ve çocuklarımın cesetlerini çıkarırlarsa onları Suriye'ye, eski vatana geri götürürüm“ diyor.
Antakya'da hayatta kalanları bulma umudu yok oldu. Depremde hayatlarını kaybedenleri onurlu bir şekilde defnetmek artık yaşlılar için önemli bir endişe kaynağı.
Cenazeler kenar mahallelerdeki toplu mezarlara naklediliyor
Cenaze arabaları, kimliği hemen belirlenemeyen cenazeleri kasabanın varoşlarındaki bir toplu mezarlığa götürüyor. Daha sonra burada kimin yattığı alınan DNA testleriyle belirlenecek. Çok sayıda insanın sokaklarda olmasının sebeplerinden bir tanesi de sevdikleri için onurlu bir cenaze töreni istiyor olmaları.
Salgın riski artıyor, birçok insan kaçıyor
Artık şehir merkezinin hemen her köşesinden ceset toplanıyor. Havanın soğumasına rağmen cesetler çoktan çürümeye başladı. Dışkı ve çöplerle birlikte, yeraltı sularını giderek daha fazla kirletmeye başladı. Tüm bu acılara ek olarak artık hastalık riski de artıyor. Deprem bölgelerinde artık cesetlerin bir an önce ve büyük bir hızla çıkarılması gerekiyor.
Şehir merkezinin hemen dışında İzmir, Mersin veya Konya'ya giden otobüsler var. İlk birkaç günün koşuşturması biraz azaldı ama tüm koltuklar hala dolu. Eren yerine otururken, "İşte sevdiğim her şey Antakya'da. Ve burada her şeyi hızla yeniden kuracağımızı düşünüyorum" diyor. O, her şeyin eskisi gibi olabileceğine inanmak isteyen 14 yaşında bir genç .
"Afet aslında çok daha kötü"
İnsanların boş gözlerine, burnumuza dolan ceset kokularına, saçlardaki toza bakınca bu felaketin aslında çok daha büyük olduğu anlaşılıyor.