Corona krizi tarihsel hafızayı da esir aldı. Virüsün henüz kendisini hissettirmediği 2020'nin Ocak ayında, toplama kampından sağ kurtulanlara ek olarak üst düzey devlet yetkililerri Auschwitz imha kampının kurtuluşunu anmak için kitlesel katliam yerine gitmişti.
Auschwitz ölüm fabrikasının politik failleri 1944 yılında "verimliliklerini" artırarak, her gün binlerce Yahudi’yi katletti. Mağdurların yaşadığı ve faillerin muameleleri insan denen hayvanın ne tür kıyıcılıklara muktedir olduğunun belgesi oldu.
Buchenwald, Dachau ve Bergen-Belsen gibi çok sayıda toplama kampı anıtı, bu kampların kurtuluşunun 75. yıldönümü için uzun zamandır planladıkları anma törenlerini iptal etmek zorunda kaldı. Özellikle kamptan canlı olarak kurtulmuş çok sayıda ülkeden gelmeyi kabul eden yaşlılar için enfeksiyon tehlikesi riski çok büyük.
Bu büyük bir talihsizlik. Çünkü bir yandan Holokost’u hatırlama ihtiyacı, diğer taraftan da Avrupalı Yahudilerin öldürülmesinin sembolü olarak görülse de Auschwitz'in ötesine uzanıyor. İkincisi, Nazi dönemi çok sayıdaki bölgede insanlığa karşı işlenen suçların sembolü.
Nazi rejimi, iktidarı ele geçirmenin ilk günlerinden itibaren kendisinden olmayan, Alman ırkından olmayan, sağlıklı olmayan, farklı cinsel tercihlere sahip olan çok sayıda insana yaşam hakkı tanınmamasını istedi.
Dachau toplama kampı Hitler’in Ocak 1933'ün sonunda Şansölye olmasından sonra kuruldu.
Başlangıçta Hitler ve diğer parti liderlerini korumak için kurulan SS veya "Schutzstaffel", rejimin karşıtlarını keyfi olarak gözaltına alarak Nazilerin diktatörlüğünü sağladı. Daha sonra tüm polis aygıtını ele geçiren SS, Almanya ve işgal altındaki bölgelerde 1000'den fazla toplama ve imha kampından oluşan bir ağ oluşturdu.
Milyonlarca Yahudi ile birlikte komünistler, rejimi eleştirenler, Sinti ve Romanlar, Yehova'nın Şahitleri, eşcinseller, savaş esirleri ve diğerleri öldürüldü. Oluşturulan kamp sitemiyle Alman savaş sanayisine zorla çalıştırılan işçiler sağlandı.
Bütün bunlar bu yıl planlanan anma törenlerinde tartışılacaktı.
Dün yapılan Thüringen açıklamasında şu uyarı yer aldı: “Maalesef, Nasyonal Sosyalizmin deneyimlerine rağmen, insan hakları, demokrasi ve özgürlük elbette kendiliğinden anlaşılan bir şey değil. Tekrar ve tekrar savunulmaları gerekiyor. “
