Almanya’nın Türkiye şovu

|   Almanya

Birçok medya kuruluşu dün “Almanya ile Türkiye arasındaki diplomatik kriz tırmanıyor. Bir insan hakları savunucusu Alman’ın tutuklanması kriz dalgasını daha da yükseltti” cümlesini kullandı.

Ancak insan hakları uygulamasının Türkiye - Almanya ilişkilerini bozan değil, seçimler yaklaştığından Alman hükümetini zora sokan bir iklim oluşturduğu için “kriz” olarak değerlendirildiği kesin. Çünkü Alman kamuoyu da Alman hükümetinden esip gürlemesini bekliyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in konu nedeniyle tatilini yarıda keserek Berlin'e dönmesi ile oluşturulan olumlu hava uzun sürmedi. “Türkiye’de tutuklu bulunanlara zarar verecek girişimlerden kaçınılmalı” açıklamalarıyla Alman hükümetinin girişimlerinin nereye kadar uzanacağının “sınır”ı çizilmiş oldu.

Balans ayarı için kullanılan cümlelerden birisi de şu: Almanya’nın Türkiye’ye karşı tutumu sertleşmeli ancak diplomatik ilişkiler tehlikeye atılmamalı.

Almanya'dan ekonomik yaptırım?
Alman Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın’ı dün görüşmeye çağırmasının ardından, Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, bugün düzenlediği basın toplantısında Türkiye'ye karşı üç yaptırım başlığından bahsetti.

İlki Türkiye'de yatırım yapan Alman şirketlerine verilen kredi güvencesinin gözden geçirileceğini söyledi.

İkinci yaptırım olarak AB'den Türkiye'ye yapılan ekonomik yardımların kesilmesini isteyeceklerini açıkladı.

Üçüncü olarak da Alman vatandaşlarına Türkiye'ye yapacakları seyahatlerde tehdit altında olacakları ihtimali nedeniyle seyahat uyarısında bulunacaklarını ifade etti.

Gabriel’in, “güvence veremeyeceğiz, isteyeceğiz, uyarıda bulunacağız” sözlerinin tamamı kesinliği olmayan topu başkalarına atarak dolaştıran politik açıklamalar ibaret olduğu gözden kaçmıyor.

"Hukuki güvencenin olmadığı bir ülkede hiç kimseye yatırım yapmasını tavsiye edemeyiz” diyen Gabriel, Almanya’nın diktatörlükle yönetilen Mısır, Somali, Eritre, Sudi Arabistan gibi ülkelerle sürdürdüğü ilişkilerde hangi hukuki güvence ölçülerinin belirleyici olduğundan söz etmedi.

Alman hükümetini ilgilendiren Türkiye’deki insan hakları uygulaması değil, Türkiye’de bulunan 6500 Alman şirketinin sorunsuz olarak çalışabilmesidir.
Sertleşelim, yapacağız, edeceğiz gibi açıklamalar, Alman hükümetinin dişini göstermesini isteyen kamuoyunun beklentilerine göre hazırlanmış politik söylemlerden ne azı ne de fazlasıdır. Yani sadece politik bir şov.

Geri

 

Card image cap
înfo Magazin
Daha fazlasi için

YouTube
Card image cap
Türk Sanat Müziği
Daha fazlasi için
Card image cap
Mesleğe Adım Adım
Daha fazlasi için
Card image cap
İstekler Programı
Daha fazlasi için
Card image cap
SALI SALI Hakan
Daha fazlasi için