Rapor, Corona pandemisi ve Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonrası Rusya’ya uygulanan ambargoyla enerji fiyatlarının artması ve enflasyon krizini kapsıyor. Son iki yılda artan fiyatlar, düşük gelirli vatandaşları temel ihtiyaçlarını karşılamada zorladı. Gelirler her gelir grubunda artsa da yüksek kazançlılar daha çok faydalandı ve enflasyon düşük gelirli vatandaşları daha sert vurdu.
Sol Parti Federal Meclis grup başkan yardımcısı Janine Wissler, FR gazetesine verdiği demeçte, “Son yıllardaki fiyat patlaması, zaten her kuruşu iki kez hesaplamak zorunda olan insanları vurdu. Aylık geliri 1.330 Euro’nun altında olan haneler yemek veya ısınmayı kısmak zorunda kalıyorsa, temel bir sorun var. Yukarıda servet durmaksızın büyürken, aşağıda en gerekli ihtiyaçlar için para yok” dedi. Wissler, büyük servetlerin daha fazla vergilendirilmesini, kiraların kontrol altına alınmasını ve sosyal devletin insanlara ulaşacak şekilde yeniden yapılandırılmasını talep etti.
Yeşiller Partisi Federal Meclis milletvekili Timon Dzienus, rapor sonuçlarını dpa haber ajansına “şok edici” olarak nitelendirdi. “Bu ülkedeki eşitsiz servet dağılımı toplumumuz için zehirdir. Yoksulluk, siyasi kararların sonucudur.”
Rapora göre Almanya, pandemi ve savaş nedeniyle ekonomik ve demografik açıdan büyük zorluklarla karşılaştı. Bu süreçte alt gelir grupları, yüksek fiyatlar ve düşük gelir artışları nedeniyle hayatlarını sürdürmekte zorlandı.
Butterwegge: Finans patronlarının aşırı zenginliği hakkında tek kelime yok
Araştırmacı Christoph Butterwegge, Yedinci Yoksulluk Raporu’nun değerlendirme kurulunun üyesi. Butterwegge, raporu eleştirerek, “Rapor yoksulluğu hafife alıyor ve serveti gizliyor. Bu da hükümet politikalarının önceliklerini açıkça gösteriyor” diyor.
Butterwegge’ye göre, “Zenginlik hakkında konuşmak istemeyen, yoksulluk hakkında da susmalı.” Çünkü yoksulluğu gerçekten azaltmak isteyen, serveti de sorgulamak zorunda. Max Horkheimer’in kapitalizm ve faşizm arasındaki ilişki üzerine ünlü sözünün uyarlanmış hali, bugün Federal Hükümet için geçerli: Union/SPD koalisiyonu hem yoksullukla mücadeleyi hem de gerçek serveti ele almayı reddediyor.
Koalisyon ortakları ilk öneriyi yerine getirmemiş; “ARB-7” raporunda gerçek zenginlikten söz etmekten sistematik olarak kaçınmışlar. İkinci öneri ise onların uygulamaları için geçerli değil; çünkü hükümet uygulamaları daha çok serveti artırmaya yönelik, yoksulluğu azaltmaya değil.
