Bu veriler, emeklilerin çoğunun yaşlanmış olmasına rağmen ekonomik zorunluluklar nedeniyle çalışmaya devam ettiğini düşündürüyor. Özellikle haftada 40 saatten fazla çalışan emeklilerin varlığı, yaşlı bireylerin fiziksel ve psikolojik sınırlarının göz ardı edildiğini gösteriyor. Çalışan emeklilerin yarısı ise düşük saatli veya yarı zamanlı işlerde, 29%’u serbest mesleklerde çalışıyor; fakat vergi muafiyeti avantajları yalnızca işçi statüsündeki emeklilere tanınıyor.
Eleştirmenler, hükümetin “aktif emeklilik” teşviklerini sunarken yaşlı bireylerin sağlığı, sosyal hayatı ve dinlenme hakkını yeterince dikkate almadığını söylüyor. Emeklilik, sadece ekonomik olarak değil, yaşamın doğal bir dinlenme dönemi olarak da tasarlanmalı; ancak artan hayat pahalılığı ve sosyal politikaların yetersizliği, birçok emekliyi zorunlu olarak iş hayatında tutuyor.
Bu durum, “emeklilikte çalışma” kavramının gönüllülükten çok, ekonomik baskı ve sistemin eksikliklerinden kaynaklanan bir zorunluluk hâline geldiğini gösteriyor.
 
   
   
   
   
   
   
   
  