Kentlerde emekçi ve asker meclisleri kuruldu, Ruh bölgesi fabrikatörü Stines, bugüne kadar sendikayla Almanya çapında geçerli olan 8 saatlik iş günü sözleşmesini imzaladı.
Prof. Dr. Gerhard Bosch, Uni Duisburg:
Araştırmalara göre biyolojik saatimize uymadığı için düzenli bir şekilde 8 saatten fazla çalışılması durumunda hatalar artıyor, hastalıklar artıyor, kazalar artıyor.
Bu model bir çoğuna uymuyor. 1990 yılında yürüyordu ancak bugün uyumuyor. Neden?
Geçmişte emekçiler sendikaları aracılığıyla haftalık çalışma süresinin 40 saate indirilmesi, 4-6 hafta arasında yıllık izin gibi haklar kazandılar. Şimdi kadınlar da çalışıyor. Yani erkekler tek başına ailenin bakımından sorumlu değil. Ebeveynlere bakım olayları, çocuk bakımı, meslek içi eğitim bugün yaşanan değişikler arasında yer alıyor. Bunun için ara vermek gerekiyor: Kısmi çalışma ya da tamamen işi bırakma gibi. Bu nedenle esneklik koşul haline geldi.
Bir taraf siparişlerini zamanında yetiştirmek için esneklik isterken diğer taraf hasta ebeveynlerine bakmak veya aileye bakmak istiyor. Peki bu sorun nasıl çözülecek?
Eğer pazarlık masasına güçlü bir şekilde oturulursa sorun çözülür. Sendika güçsüz olursa işveren tek taraflı olarak hükmeder. Bu durumda yasal güvenceleri hatırlatmak için devletin araya girmesi gerekir.
İki tarafın da çıkarlarına uygun çalışma modelleri var. Bunun için de güçlü mücadeleci sendikalara ihtiyaç var.
İskandinav ülkeleri bu konuda model. Örneğin tam gün çalışırken çocuğun doğması ve meslek içi eğitim durumunda kısmi çalışmaya dönüş hakkı var. Öğrenim bittikten sonra eski iş yerinde tam gün çalışmaya dönüş yapılabiliyor. Almanya'da bu hak yok. Bu da rizikoyu artırıyor.
Almanya'da TİS sözleşmesi yapılan işyerlerinin oranı genel toplam içinde yüzde 60. İşyerlerinin yüzde 40'ında Toplu İş Sözleşmesi, en küçük işletmede bile İsveç ve Danimarka’da İşyeri İşçi Temsilciği varken Almanya ise çok sayıdaki işyerinde de İşyeri İşçi Temsilciliği bile yok.
Dijitalleşmeyle birlikte işgücü piyasasının da değişimiyle tüm dünya geneline yayılmış şirketler 8 saat çalışmanın yeterli olmadığını 10, 12 veya 14 saat çalışılmasını istiyor.
Şirketler, bu arzuya uygun olarak hükümetlere çalışma süresi yasasını gevşettirmeyi başardı. Böylece uğrunda can verilerek elde edilen 8 saatlik çalışma süresi hakkı işlemez hale getirildi. Emekçiler üzerindeki baskı giderek artıyor. Emekçiler uzun süredir adına esneklik denilen işverenin talebi üzerine çalışmaya hazır, çalışma saatlerinin dışında her an ulaşılabilecek durumda yaşıyor. Emekçiler bunun bedelini psikolojik rahatsızlıklarla ödüyor. Aile ilişkileri bozulduğu için boşananların sayısı yükseliyor. (hr-İnfo/RK)