-Aynı işi yapıp erkekten daha az ücret alışı mı?
-Düşük ücret, mini işler nedeniyle yaşlılıkta yoksulluğa mahkum oluşu mu?
-Medyada görülmemesi mi?
Geçtiğimiz yıllarda eşit işe eşit ücret gibi taleplerde bulunmuştu kadın örgütlerinin öncüleri. Bunun için ne yapıldı, ne yaptılar?
Kadınlar 2017 yılında pek çok ülkede işe gitmeyerek karşı karşıya kaldıkları eşitsizliği protesto etmişti.
Eylemin ABD'deki örgütleyicileri, kadınları hem işe gitmeyerek hem de sözkonusu günde hiç para harcamayarak kadınların Amerikan toplumundaki güçlerini ve ekonomik etkilerini göstermeye çağırmıştı.
Sady Doyle, kadınların geçmişteki bir günlük grevlerinin, kadınların yaptığı "görünmeyen" işleri görünür kıldığını ve erkekleri "kadın işi" olarak gördükleri işleri yapmak zorunda bıraktığını iddia etmişti. 2019 yılındayız peki ne değişti?
8 Mart
Almanya’da kadınların 1918 yılında elde ettiği seçme ve seçilme hakkı eşit haklar savaşının ilk adımıydı. 12 Kasım 1918’deki Kasım devrimiyle beraber halk sözcüleri kurulu artık kadınların da seçme ve seçilme hakkına sahip olduklarını açıkladı. Eşit haklar için sürecek savaş bununla bitmedi.
1789 Fransız devrimi Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik sözü vermişti. Kısa bir süre sonra bu sözün kadınlar için olmadığı anlaşıldı. Günümüzde Avrupa ülkelerinde bir eş, karısına çalışma yasağı koyma hakkına sahip olmasa da kadınlar aynı maaşı almıyor, yönetim mekanizmalarında kadın sayısı düşük kalmaya devam ediyor. Ve erkek, kadın arasında eşitlik sağlanamıyor.
20. yüzyılın başlarına kadar kadınlar Avrupa çapında erdemli, alçak gönüllü ve çalışkan olarak görülüyordu. Bu özellikler o zamanlar kadınlığın doğal karakteristik özelliği olarak kabul ediliyordu. Bundan başka kadınlar kendileri hakkında karar verebilecek kişi olarak kabul edilmiyor ve yapmak istedikleri birçok şey için baba, abi veya eşlerinin vasiliğine başvurmak zorundaydı. Yani bir köpek gibi erkeklerin mülkü kabul ediliyordu.
Ancak onlarca yıl sonra eşitlik için verilen savaşla bu durum değişecekti. 20. Yüzyılın ortalarında kadın hareketi içindeki kadınlar temel haklar için savaştı.
Elisabeth Seibert
1949 yılında SPD’li politikacı Elisabeth Seibert eşitlik hakkının Alman Anayasası’na alınmasına sebep oldu.
Uluslararası Emekçi Kadınlar günü
8.Mart 1914
Eski talep: Kadınlara seçme seçilme hakkı 1914 yılında pankartlarda yer aldı.
İlk kadın eyalet başbakanı 1993 yılında seçildi: Heide Simonis, Kiel Eyaleti’nde Başbakan oldu.
1949 yılında SPD’li politikacı Elisabeth Seibert eşitlik hakkının Alman Anayasası’na alınmasını başardı. Ondan bu yana Alman Anayasası’nın 3. Paragrafı söyle: „Erkekler ve Kadınlar eşit haklara sahiptir.“ Gerçekte ise kadınlar 50 ve 60’lı yıllarda birçok şeyde erkeklere bağımlıydı.
Bir erkeğin kadının iş akdini sonlandırma hakkı ilk defa 1958 yılında kaldırıldı. Bununla birlikte son karar hakkı kadınlara verilerek kocalarından izin almadan ehliyet yapma hakkına sahip oldu.
Yeni kadın hareketleri 1970’li yıllarda başladı
1970’de Alman Futbol Federasyonu kadınlar için futbol oynama yasağını kaldırdı.
1971’de 218. Paragrafda düzenleme yapıldı.
1972’den itibaren emeklilik sigortası ev hanımları için de geçerli oldu
1977’de yeni evlilik hakları oluşturuldu. Böylece kadınların ev işlerini yönetme zorunluluğu kaldırıldı.
1980 yılında „Erkek ve Kadınlar iş yerinde eşit haklara sahiptir“ yasası kabul edildi.
Yönetimde kadınlara yasak alanlar
Bundan 50 yıl önce kadın hareketleri daha da büyüdü. Ama eksikler sürüyor.
Her şeye rağmen günümüzde kadınlar erkeklerden az maaş alıyor. Batıda erkek ve kadınlar arasındaki maaş farkı doğudakinden daha büyük. Bu fark 2013 yılında da küçülmedi. Alman istatistik dairesinin verdiği bilgilere göre kadınlar erkeklere göre %22 daha az maaş alıyor. Erkeklerin brüt saat ücreti ortalama 19,84 Euro olarak ödenirken, kadınlarda bu 15,56 Euro. Ülkenin batısında ki maaş farkı doğudakinin üç katı ( %23).
Alman ekonomisinde kadınların düşük oranda yer alıyor olması da değişmedi. Ekonomi sektörünün yönetim koltukları kadınlara yasak bölge olarak görünüyor. Kızların üniversiteyi daha iyi notlarla bitirmesine rağmen büyük şirketlerdeki kadın oranı % 3,2.
Kalıcı görevler
Kadınların seçme ve seçilme hakkı özgürlüğü günümüzde normal bir durum. Çok uzak olmayan geçmişe bakarsak durum söyle: Şu anda hayatta olanlar, kocaların karılarına çalışmayı yasaklayabildiği bir zamanda yetişmiş. 1970’li yıllarda bu durum istisnai görülmüş olsa da kadınların karar verme hakkının olup olmaması arasında büyük bir fark var.
Kendimizi kandırmayalım: Erkek ile kadın arasındaki eşitlik savaşında hiçbir şey kesin veya belirlenmiş değil. İyi veya kötü durumlarda henüz birçok kadın, erkeklere bağlı. Ortalama emekli maaşı beklentisi erkeklerde 1.000 Euro’nun üstünde seyrederken, bu kadınlarda 600 Euro’nun altına düşüyor. Seçme seçilme hakkını kullanarak başbakan olan kadınlar var. Bunlardan birisi Merkel. 13 yıllık iktidarı döneminde kadınların, çocukların durumunda herhangi bir iyileşme oldu mu? Bu durumdaki kadınlar, karşı çıktıkları erkeklerin rollerini üstlenerek bıyıksız erkek olarak ülkeyi yönetiyor.
Kadınlar devamlı erkekler tarafından tehdit edildikleri için kadın evlerine kaçmak zorunda kalıyor. Bu durum yaşadığımız göç toplumunda çoğunlukla kültürel olarak da bir sorun.
Azı bitti çoğu kaldı. Bazıları başarıldı, ama yapılacak çok iş var.