Önceden kazanılmış hakların geri alındığı, ilerlemenin durduğu ve hak ihlallerinin arttığı belirtilerek karanlık bir tablo çizildi.
Mülteciler ve Göçmenler İçin Durum Endişe Verici
Mültecilerin nakit yardımlarının yerine ödeme kartlarına geçilmesi ve sosyal yardımların kesilmesi gibi uygulamalar, insan onurunu zedeleyen ayrımcı politikalar olarak değerlendirildi. Bu uygulamaların entegrasyonu zorlaştırdığı ve eşitlik ilkesini ihlal ettiği vurgulandı. Ayrıca yeni sınır rejiminin, Anayasa’nın birçok maddesini ihlal ederek temel sığınma hakkını zayıflattığı ifade edildi.
Gözetim, polis şiddeti ve cezasızlık
Rapor, artan gizli gözetim uygulamaları ve veri depolamanın bireyin bilgi üzerinde kontrol hakkını ihlal ettiğini ortaya koyuyor. 2024’te bazı polis yasaları mahkemeler tarafından iptal edilse de, yasa koyucular bu sınırlamalara her zaman uymuyor. Ayrıca, polis şiddetinin artmasına rağmen çoğu zaman soruşturmaların durdurulduğu, meşru müdafaa gerekçesinin bu ihlalleri haklı çıkarmada kullanıldığı belirtildi.
İfade ve toplanma özgürlüğü geri planda
Devletin protestoları bastırma eğilimi dikkat çekiyor. 2024’te çok sayıda gösterinin yasaklandığı veya dağıtıldığı belirtilirken, özellikle Filistin’le dayanışma gösterilerinin bu kısıtlamalardan etkilendiği ifade ediliyor. İsrail politikaları konusundaki devlet aklı yaklaşımı, anayasa üstü bir dokunulmazlık kazanmış gibi görünüyor.
Sivil toplum baskı altında
Raporda, devletin hukuku göz ardı ederek baskı uyguladığı ve artık hukuki gerekçelere ihtiyaç duymadan iradesini zorla kabul ettirebildiği savunuluyor. Bu süreçte gözetim, polis müdahalesi ve sansür en etkili araçlar haline geldi.