UNHCR’ye göre Nisan 2025 itibarıyla dünya genelinde 122 milyondan fazla kadın, erkek ve çocuk zorla yerinden edilmiş durumda. Bu sayı, sadece bir yıl içinde 2 milyon arttı. Son 10 yılda ise toplam sayı ikiye katlandı. Buna rağmen BM'nin elindeki mali kaynaklar hâlâ 2015 seviyesinde.
Yardımlar kesiliyor, hayatlar tehlikede
BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, yardım kaynaklarının dramatik şekilde düştüğünü söylüyor. ABD’nin fonlarını dondurması ve diğer ülkelerin desteğini azaltması bu krizin başlıca nedenlerinden. Özellikle Sudan’daki iç savaş, tek başına 14 milyon insanı yerinden etti. Mültecilerin büyük kısmı komşu ülke Etiyopya’ya sığındı; fakat UNHCR’nin elindeki bütçe, bir yıl öncesine göre yarıya indi.
Grandi, ARD’ye verdiği röportajda tabloyu şöyle özetliyor:
“Savaşta tecavüze uğrayan kadınlara yönelik tüm yardımları durdurmak zorunda kaldık – çünkü bu programın büyük bölümü ABD tarafından finanse ediliyordu. Yetersiz beslenen çocuklar için hastane ve kamplardaki tedavi olanakları da minimuma indirildi. Çünkü daha fazla sayıda, hayati tehlike içindeki çocuğa yer açmak zorundayız.”
Zengin ülkeler sorumluluğu yoksullara yüklüyor
Grandi’ye göre, zengin ülkelerde hâkim olan algı, mültecilerin hepsinin Avrupa’ya gelmek istediği yönünde. Bu algı, siyasi çıkarlar uğruna körükleniyor:
“Sanki bütün mülteciler Avrupa’ya akın ediyormuş gibi bir korku yaratılıyor. Bu söylem, bazı siyasetçiler tarafından seçim kazanmak için özellikle besleniyor.”
Bu durumun sorumlusu olan aralarında Almanya’nın da bulunduğu Avrupa ülkeleri bu insanların Avrupa’ya gelmesini engellemek için diktatörlükle idare edilen ülkelerle anlaşmalar yapıyor. Bunun karşılığında bu ülke liderlerine para veriyor.